Başbakan Erdoğan'ın yeni hükümet programı konuşması:
"Seçim sonuçları, seçime katılım, milletimizin sorunların çözümü adresi olarak Meclis'i gördüğünün en önemli kanıtıdır.
Millet sorunları için TBMM'den çözüm bekliyor. Ve inşallah bu mecliste bu çözümü sağlayacaktır.
Demokrasi tarihimizde görülmemiş şekilde 3. kez iktidara ve oy oranımız yükselerek gelmemiz milletimizin bize duygduğu güveni göstermiştir.
Bu millete efendi değil hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Attığımız her adımda milletimizi baz aldık. Siyaset kurumuna güveni bu şekilde arttıracağımızı bildik.
Ülkeler arasında kıyasaya bir rekabetin olduğu dünyada kaybedecek bir günümüz bile yoktur.
Programımızı 2002'den bugüne gelen bir silsile anlayışında ele aldık. Bu hükemet proramında yaptık, yapıyoruz, yapacağız diyoruz. Ve yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır diyoruz.
Önceki programlarımız da gerçekçi çözümler sunuyordu. Bundan sonra da milli irade önünde her engeli aşma konusunda tereddüt yaşamıyoruz. Değişimden yana bir hükümet olarak ezberleri bozduk. 9 yıl ardından ifade etmek isterim ki bugün artık siyasetin alanı daha geniştir. Ülkemizin itibarı dünyada daha da yükselmiştir.
Sorunlardan değil sorunların çözümünden büyüdük. Bu süreçte Meclis en büyük güvenimiz oldu.
Meclis'de işbirliği ve diyaloğa büyük önem vereceğiz. Nasıl ki bu Meclis Türkiye'nin meclisi ise bu hükümette Türkiye'nin hükümetidir. Milletimizi topyekün kucaklayacağız ve ayrımcılıktan kaçınacağız.
Tek bir kişi bile olsa milletimizin diline, dinine ve yaşam tarzlarını önem vermeye devam edeceğiz.
Halkımız seçimlerde istikrar içinde değişime onay verdi. Bizi de düşen milletimizin bu kutlu çağrısına cevap vermektir.
AB katılım sürecini kararlılıkla yürüttük ve yürütüyoruz. Bazı avrıpa ülkelerinin objektif kriterlerden uzak yaklaşımları süreci etkilese de biz kararlılıkla süreci sürdürüyoruz.
Zaman ülkemizin lehine işleyecektir. AB'ye verdiğimiz önemin örneği olarajk AB Bakanlığı kurmuş bulunuyoruz.
Politikalarımızı bir bütün olarak biçimlendirdik. Ekonomik gelişmeleri sosyal pollitikalarla beraber gördük.
Demokrasi açığının ülkemize ve milletimize ödettiği bedellerin farkında olarak demokrasi reformlarını cesaretle hayata geçirdik. Ülkemizi olağanüstü hallerden kurtardık. Demokrasinin daha ileri seviyeye taşınması temel hedefimizidir.
Milletimizin bizden beklentisi yeni bir anayasa yapılmasıdır. AK Parti olarak bunun kararlılıkla arkasında duruyoruz. Milletimiz ve meclisimiz bu anayasayı yapacak olgunluğa sahiptir. Yeni anayasa ertelenemeyecek durumdadır. Toplumumuz bu anayasayı haketmemektedir.
Bu nedenle önümüzde dönem yeni anayasa dönemi olacaktır. TBMM yeni anayasayı yapacak güce ve tam yetkiye sahiptir. Yeni anayasanın tam katılımla yapılması için Meclis yapısı fırsat sunuyor. Elbette yeni anayasanın nasıl olacağını millet karar verecek.
Ayrıştırıcı değil birleştirici, baskıcı değil özgürleştirici bir anayasa olacak.
Ak Parti olarak toplumsal sorunların daha fazla demokrasiyle çözüleceğine inandık. Türkiye'nin çözümü sürekli ertelenen sorunlarıyla cesaretle yüzleştik. Daha önce hayal edilemeyen adımlar attık.
Denizi geçtik, derede boğulmayacağız, kardeşliğimizi yüceltmek için milli birlik ve beraberlik davranışımızı devam etttideceğiz. Her kimliğin kendisini rahatça ifade edebildiği ve geliştirebildiği bir ortamı esas alıyoruz.
İktidarlarımız döneminde ret ve inkar politikalarını sona erdirdik, asümilasyon politikalarını tamamen bitirme noktasına getirdik.
Ustalık dönemi olarak gördüğümüz bu dönemde temel sorunları çözmekte kararlıyız. Kürt sorunu ile ilgili önemli adımlar attık, kardeşliğimizi pekiştirecek bu reformlara kararlı bir şekilde devam edeceğiz.
Geçtiğimiz 9 yılda adalet hizmetleri noktasında önemli adımlar gerçekleştirdik, hukuk sistemimizde, temel kanunları Meclisimizin iradesi ile yeniledik. Yüksek mahkemelerin kapasitelerini arttırdık, ulusal yargı ağı projesi ile adliye, nüfus, polis, seçim gibi kurumları birbirine bağladık. Modern adalet sarayları inşa ederek adliyelerimizi bodrumlardan kurtardık.
AK Parti iktidarı olarak ortaya koyduğumuz güvenlik politikalarıyla köklü bir paradikma gerçekleştirdik. Güvenlik uygulamalarında ve eğitiminde hukuk devletini esas alan gelişmeler kaydettik, toplum destekli polis uygulamasıyla vatandaşımızın polise olan güveni arttı.
Geçmişte faili mechullerle gündeme gelen Türkiye, iktidarımız döneminde bu konuyu da çözerek bu konuda övülen bir noktaya ulaştı. Artık Türkiye işkence ile anılan bir ülke olmaktan çıktı.
Oluşturduğumuz yeni yapıyla devlet vatandaşa daha hızlı hizmet sunacak duruma geldi. Yerel yönetimlerin başta özgelirleri olamak üzere finansmanları kuvvetlendireceğiz. Bazı altyapı çalışmalarını destekleyeceğiz, Büyükşehirler konusunda köklü değişiklikler yapıyoruz. Bu çabalarımız 61. Hükümet döneminde de devam edecek.
9 yıllık iktidar dönemimizde enflasyon ve kamu açığı gibi sorunlarımızı çözdük, gerçekleştirdiğimiz yapısal reformlar ve güçlü düzenlemelerle bir yandan ekonominin kırılganlığını azaltırken piyasaların serbestçe işleyişini sağladık. 61. Hükümet döneminde de bu ilkeleri esas almaya devam edeceğiz. Ekonomi politikalarımızın temel hedefi insanımızın mutluluığu ve refahını arttırmaktır. Bu anlayışla ekonomi politikalarımızı güçlendirdik ve sosyal restorasyon dönemi başlattık.
AK Parti iktidarının ekonomide gösterdiği reformlar ekonomimizin güçlülüğünü arttıdı. G-20 zirvesinde alınan tüm kararlarda da Türkiye büyük rol oynuyor. Yerinde ve makul düzeyde aldığımız tedbirlerin etkisiyle sorunları ortadan kaldırdık, milli gelirimiz yüzde 8,9 oranında arttı böylece OISD ülkeleri içinde en yüksek büyüyen ülkeler arasına girerek seviyemizi yukarılara çıkarttık.
Türkiye maliye politikasını erken ilan eden az sayıda ülke arasında yer aldı, bu durum Türkiye'nin bir çok ülkeden ayrışmasını sağladı.
Ekonomisini IMF gibi kaynaklardan destek almadan kendi politikalarımızla başarıyla yönettik, 2002 yılında 23,5 milyar dolar olarak aldığımız IMF borcunu 4,7 milyar dolara indirmiş durumdayız.