Berlucsoni, liderliğini yaptığı Özgürlükçü Halk Partisi'nin mensuplarına hitaben yaptığı konuşmada, özel konutunda ağırladığı insanların telefonlarının dinlendiğini belirterek, "Bu ülkede başbakanın telefonları dinleniyor. Normal bir demokraside başbakanın bu denli casusluk faaliyetine maruz kalması normal midir" dedi.
Başbakan Berlusconi, 1994'te siyasete atıldığı günden bu yana kimi yargı mensuplarınca sürekli hedef seçildiğini ileri sürerek, "Yargı 1994'ten beri bana kafayı takmış durumda. İşleri güçleri benim. Yargının bu takıntısı bana 300 milyon avro avukatlık ve danışmanlık masrafına patladı. Bunlara bir de yaşadığım üzüntüleri ekleyin" diye konuştu.
Berlusconi, telekonferans aracılığıyla yaptığı konuşmasında, fuhuş iddialarının yargı mensuplarınca kurgulandığını ileri sürerek, "Bunlar, suça ilişkin bir duyum üzerine telefon dinlemiyorlar. Tam tersine bir suç haberi uydurabilmek için dinliyorlar" ifadelerini kullandı.
İtalya'da köklü bir adalet reformu gerektiğini savunan Berlusconi, "Adalet reformunu yapma konusunda kararlıyız. Ancak bunu önce (Pier Ferdinando) Casini'nin, ardından da (Gianfranco) Fini'nin engellemeleri yüzünden yapamadık. İtalya'da yıllardır yaşanan olaylar adalet reformunu zorunlu kılıyor" dedi.
Başbakan Berlusconi, fuhuş iddiasıyla açılan soruşturmayla ilgili olarak ifade vermeyeceğini söylemiş, Milano Cumhuriyet Savcılığı hakkında "yetkisizlik" iddiasında bulunarak dosyanın Bakanlık Mahkemesi'nin görev alanına girdiğini savunmuştu.