Hayati Yazıcı şunları söyledi:"Yaptığımız pazarlıklarda yüzde 4+4 maaş zammı kabul edildi, ek ödeme 80 TL yapıldı, aile yardımı 20+20 TL oldu. Sendikalara üyelik primini de kabul ettik. Bu aşamadan sonra tavrımız değişmez ama toplantı yapılır. Hükümet yeni bir teklif getirmeyecektir, imkanlarımızı son raddeye kadar zorladık.

4+4 enflasyon oranının üzerinde ancak bunun referandum süreciyle ilgisi yok. Herhangi bir popülizme kapılmadık, bütçe imkanlarını gözönüne aldık.

 

Sendikaların taleplerini tasnif ettik ve ikinci toplantıda müzakereye açtık. İstisna düzenlemeler yüzünden görüş ayrılıkları vardı. Toplantı sonunda ben ‘Listeler bitti, bu konuyu da bitirmiş olduk’ deyince Büro-Sen Başkanı ‘Amma demokratsınız, tıpkı Başbakan gibi’ ifadelerini kullandı.

 

Ben, ‘Söylediğinizi kulağınız duymuyor mu, ne alakası var konumuzla. İnsan ölçer, biçer, tartar. Başbakan’ı neden karıştırıyorsunuz, Başbakan’ın tozu olamazsınız’ diye yanıt verdim.

 

Bu sözlerim üzerine Kamu-Sen Başkanı ‘Siz bizi azarlıyorsunuz’ diye araya girdi. Ben de ‘Siz avukatı mısınız? Bırakın kendisi konuşsun, ben cevap verdim. Kullandığım kelime amacını aşmış da olabilir ama benim için konu kapanmıştır’ dedim. Kamu-Sen Başkanı ise ‘Ben kinciyim’ dedi, bu da hiçbir yerde duyulmadı.

KPSS’deki kopya iddialarını başından beri izliyoruz, biz işi yaptıran tarafız. Süreci takip ediyoruz ve sonucu merakla bekliyoruz. Öğretmen atamaları gibi memur atamalarında da beklemedeyiz.

 

CHP lideri Kılıçdaroğlu bir televizyon programında “Bakın bu anayasa geçerse Adalet Bakanı artık istediği kişiyi içeri attırabilir, bir telefonuyla içeri attırabilir. İsimsiz bir ihbar mektubuyla 20 tane işadamını bir gecede gözaltına aldırabilirim, bir de hakim bulurum hepsini içeri attırabilirim” dedi. Yani buna nasıl cevap vereyim bilemiyorum, bir kelime kullanacağım, bilgisizliğin ürünü. Okuduğunu anlamayan bir kişi olduğunu söyleyemeyiz değil mi? Nereden uyduruyor, nereden çıkarıyor, aklım almıyor."