Gerçeker: Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerekir

6 Eylül 2010 Pazartesi  11:40

Yeni Adli Yıl açılış töreni Yargıtay konferans salonunda bu sabah gerçekleşti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yakçınkaya, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Devlet Bakanı Cemil Çiçek, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Askeri Yargıtay başkan ve üyeleri, AYİM Başkanı ve yüksek yargı organları mensupları katıldı.
 
İşte Gerçeker'in açıklamalarından satır başları:
 
Ne yazık ki bundan önce de yinelediğimiz sorunlar çoğalarak devam etmektedir. Çözüm aramak durumundayız. Bu yılda yine yargı reformu anayasa değişikliğiyle ilgili konular kamuoyunun gündemini oluşturmuştur. Biz bu değişikliklere, gerek yargı bağımsızlığına, hukukun üstünlüğüne aykırı olduğu düşüncesiyle karşı çıktık.
 
 
BAĞIMSIZ OLMAYAN YARGI SİYASALLAŞIR
 
Adil olmayan, yargısını adil çalıştıramayan bir ülkenin uzun süre ayakta duramayacağı bilinmelidir. Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerinde adaletli olmalıdır sözü çok açık bir gerçeği açıklamaktadır. Tam bağımsız yargı sistemini oluşturmamız gerekmektedir. Tarafsızlıkta böyle gerçekleşecektir. Bağımsız olmayan yargı siyasallaşır.

ADALET BİR TOPLUMDA EN ÜSTÜN DEĞERDİR
Adalet bir toplumda enb üstün değerdir ve bu nedenle de vicdanlarda en üst düzeyde özümsenmesi gerekir. Adil olmayan ve yargısnı adil çalıştıramayan bir ülkenin uzun süreli huzurlu bir biçimde ayakta duramayacağı bilinmelidir. Bu olgu geçmişte kendisini birçok örnekleri ile göstermiştir. “Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerekir” sözü Pascal’a aittir ve çok önemli bir gerçeği saptamaktadır.
GÜVENDE OLUNMALI
 
Hukuk ve yargı sisteminde reform yapabilmenin yolu, öncelikle sorunun saptanmasından geçer. Hukuk devleti olmanın, hukukun üstün tutularak yaşamın her alanında egemen kılınmasının olmazsa olması, yargı erkinin görevini yaparken, hakim ve cumhuriyet savcılarının güvende olmalıdır.
 
Aynı şekilde HSYK’nın yapısıyla ilgili olarakta yargı bağımsızlığına aykırı bir düzenleme söz konusudur. HSYK’nın yeniden yapılandırılması, etkin bir itiraz sisetmi getirilmesi her adli yıl açılış konuşmalarında dile getirilmektedir.
 
 Avrupa’nın bir çok ülkesinde, kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı ilkeleri konusunda, deneyimleriyle yüksek yargı kurumlarının başkanlarının da içinde bulunduğu bir yapılanmanın daha yararlı ve verimli olacağını bir çok kez belirtmiştik.
 
Tam yetkili olan bu kuruma, Adalet Bakanı’nın yetki etmesi, müsteşarının kurulun doğal üyesi olması, kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
 
Anayasa’ya göre egemenlik kayıtsız şartsız milletidir. Türk milleti egemenlik hakkını yetkili organların eliyle kullanır. Adalet Bakanı ve müsteşarının kurulda bulunması, referans olarak gösterilen dış belgelere uygun düşmemektedir.
 
YÜKSEK MAHKEMELERİN ETKİSİ AZALTILDI
 
Kurula üye atama yetkisinin, Cumhurbaşkanı’na verilmesi ise eleştirilmektedir. Raporlarda, kurul kararlarına karşı etkin bir başvuruda bulunulması için, anayasa değişikliğinde, farklı bütçe ve yazmanlığa sahip olması, teftiş kuruluna bağlı olması ön görülmektedir. Anayasa değişikliğiyle Yargıtay ve Danıştay’ın üye sayısı azaltılmış, yüksek mahkemelerin etkileri yok denecek kadar azaltılmıştır.
 
Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 6’ncı maddesinin, adil yargılanmanın en önemli unsurunun bağımsız yargı olduğu hükme bağlanmıştır.
 
Yasama ve yürütmenin yetki alanına girilmemelidir. Bununla birlikte yargının siyasallaşması ortaya çıkar.
 
İnsan hakları evrensel beyannamesinin 10 ve Avrupa İnsan hakları sözleşmesinin 6’ncı maddelerinde, adil yargılanma için bağımsız ve tarafsız yargının varlığı temel şart olarak görülmüştür. Hakim, diğer hakimlere karlşı da bağımsız olmalıdır. Hakim, yargılananlar için tarafsızlığın bir teminatıdır. Hakim bağımsızlığının teminatı hukuk devleti olmanın temelini oluşturmaktadır.
 
YETERSİZLİKLER YARGITAY'I ENDİŞELENDİRİYOR
 
Personel, bütçe yetersizliği gibi sorunların çözülememesi Yargıtay’ı endişelendirmektedir. Davaların uzaması konusunda, manevi sorunlarının yargıya yüklenmesinin yanlış olacağı dile getirilmektedir. Yargı devlet sisteminde asla hafife alınmamalıdır. Yasama ve yürütmenin etkisine girmeden karar vermelidir. Bu kavram zedelendiğinde, adaletin siyasallaşacağı bundan en fazla devletin ve milletin zarar göreceği bilinmelidir. Yeterli istihdam halinde, kararlara ulaşılabilmesi konusunda sorun kalmayacaktır.



Sayfa Adresi: http://www.byturco.com/haber/Gerceker-Adaletin-kuvvetli-kuvvetlilerin-de-adaletli-olmalari-gerekir/344695