|
|
Türkiye'nin onur konuğu olduğu 18. Şam Uluslararası Film Festivali'ne katılan Türkan Şoray, Şam ve Halep'te dizi çekmeye hazırlandıklarını söyledi.
Senaryosu henüz hazırlık aşamasında bulunan projenin yapımcılığına da ortak olabileceğini belirten Şoray, 1900'lü yılların başında geçen bir hikayenin anlatılacağı dizinin senaryo tasarımının kendisine ait olduğunu kaydetti.
Şoray, oyuncu olarak yer alacağı projeye ilişkin detayların sürpriz kalmasını istediğini vurgulayarak, "Ancak şu kadarını söyleyebilirim: Bu, Ortadoğu'da 1-2 ülkeyle ortak yapım olabilir. Tabii Ortadoğu'dan oyuncular da yer alacak" dedi.
Dizi projesi nedeniyle film festivaline katılması için aldığı davetin kendisini iki kat heyecanlandırdığını anlatan Şoray, "Bu daveti alınca bu yüzden de heyecanlandım. Dizinin çekileceği mekanları görmek, senaryonun hazırlanmasına katkıda bulunacak" diye konuştu.
Yüzlerce yıllık tarihi dokusunu bugüne kadar korumuş olan Eski Şam bölgesini gezen Şoray, Şam'ın, dönem hikayesi anlatan diziler veya filmler için çok uygun söyledi.
Şoray, "Suriye ile ortak tarihe sahibiz. Buranın her yeri tarih kokuyor, mimarisi çok bize yakın, insanları sıcak. Buralar, (film veya dizi) konularımızı rahatlıkla uygulayabileceğimiz mekanlar diye düşünüyorum" dedi.
"UNUTULMAZ GÜZEL ANILARLA DÖNECEĞİM"
Şoray, 18. Şam Uluslararası Film Festivali'ne Türkiye'yi temsilen katılmaktan ve onur ödülü almaktan dolayı çok mutlu olduğunu belirterek, "Festivalin çok görkemli bir açılışı oldu. Bütün Ortadoğu ülkelerinin oyuncuları, sinemacıları buradaydı. Burada ülkemi temsilen bulunmak beni hem heyecanlandırdı hem de onurlandırdı" diye konuştu.
"Ülkemi en iyi şekilde temsil ettiğime inanıyorum. Bu başka bir heyecan" diyen Şoray, Suriye Kültür Bakanı Riyad İsmed'in, Suriyeli yetkililerin ve Türkiye'nin Şam Büyükelçiliğinin çok yakın ilgi gösterdiğini kaydetti.
"Unutulmaz güzel anılarla (Türkiye'ye) döneceğini" belirten Şoray, Türkiye ile Suriye arasında daha fazla kültürel etkileşimle sanat alanında da alışveriş olacağı öngörüsünde bulundu.
Şoray, sanatın insanları birbirlerine yakınlaştırma konusunda politikalardan daha etkili olduğunu vurguladı.