Çakıcı: "UBP ile İpleri Şu Anda Kesiyoruz"

5 Ocak 2011 Çarşamba  18:58

Çakıcı, bugün TDP Genel Merkezi’nde, Parti Genel Sekreteri Esat Varoğlu ile birlikte basın toplantısı düzenleyerek son dönemdeki siyasi gelişmeleri değerlendirdi.
 
Çakıcı, toplantının sonunda UBP ile koalisyon görüşmeleri konusundaki bir soru üzerine, iki aydır olmayan bir sürecin medyada sansasyonel haberler şeklinde yer aldığını, kendi açılarından bir sürecin varlığından söz etmenin mümkün olmadığını kaydetti.
 
“ÜLKE KAOS VE KARGAŞAYA SÜRÜKLENİYOR”
 
Çakıcı, ülkenin tarihi ve zor bir dönemden geçtiğini, UBP hükümetinin 20 aydır, yönetime geldiği günden itibaren, ülkeyi, “partizanlığa ve yalana dayalı siyaset nedeniyle” büyüyen bir kaos ve kargaşa ortamına sürüklediğini iddia etti.
 
Çakıcı, UBP hükümetlerinin kendi insanını ve toplumunu hedef alan siyasetler uygulaması gerekirken, “Ben kendi koltuğumu nasıl korurum” anlayışıyla geçmişte de uyguladığı geleneksek siyaset tarzını devam ettirdiğini öne sürdü.
 
UBP’nin yandaşlarını koruduğunu ve imtiyazlı kesimler yarattığını savunan Çakıcı, içinde bulunulan dönemin; “halkın ekonomik zorluklarla boğuştuğu, zam ve vergilerle yıldırıldığı, işsizliğin giderek arttığı, kamudaki sistemsizliğin yayıldığı, hukuksuzluğun bir yaşam biçimi haline dönüştüğü, kaçak işçi ve işyerinin arttığı, uyuşturucu ve kumarın giderek yaygınlaştığı, partizanlığın kol gezdiği, insanların pervasızca işten atıldığı, tröst ve tekellerin giderek büyüdüğü, gençlerin yurt dışına göç ettiği, sosyal adaletin bozulduğu, Kıbrıs Türk halkının moralinin çökertildiği” bir dönem olduğunu savundu.
 
“ÇALIŞAN VE EMEKLİ ÜZERİNDE ACIMASIZ SİYASET”
 
Geçmişte de UBP hükümetlerinin bu düzenin yaratılmasında birinci derece sorumluluğu varken, bugünkü hükümetin de aynı anlayışı sürdürdüğünü belirten Çakıcı şöyle dedi:
 
“UBP yalana dayalı siyasetini acımasız bir şekilde çalışanın ve emeklinin üzerinde uygulamaya devam etmektedir. UBP Hükümetleri özellikle bütçe açıklarını öne sürerek tedbir alması gereken çok daha başka kesimler ortadayken, çalışanlara ve emeklilere saldırılmıştır. Nüfus kontrol altına alınmazken, adil bir vergi sistemi kurulmazken, kayıt dışı ekonominin üzerine gidilmezken, imtiyazlı tekeller ve tröstler korunurken yalnızca çalışan kesimlerin ve emeklilerin üzerine gidilmesi hakka ve adalete sığmamaktadır.
 
Seçim öncesinde sendikalara imzalı belge verdikleri halde, seçim sonrasında UBP Hükümetleri verdikleri sözleri unutarak, sendikalara saldırıya geçmişlerdir. UBP yalana dayalı siyasetini acımasız bir şekilde çalışanın ve emeklinin üzerinde uygulamaya devam etmektedir. UBP’nin yerli iş adamını da korumaktan uzak ve teslimiyetçi siyaseti de Kıbrıs Türk sermayesini yok etme noktasına getirmiştir.”
 
“YERLİ İŞADAMLARI İÇİN HAKSIZ KOŞULLAR”
 
Yalnız çalışan kesimlerin değil, Kıbrıs Türk iş adamının da haksız ve adil olmayan koşullar nedeniyle yok edilme noktasına getirildiğini ifade eden Çakıcı, büyük ihalelerin KKTC’de yapılmadığını, yabancı sermaye karşısında Kıbrıslı Türk iş adamlarının haksız bir rekabetle karşı karşıya kaldıklarını öne sürdü.
 
Yapılan ayrımcılık ve haksız rekabet karşısında iş adamlarının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını ileri süren Çakıcı, UBP’nin yerli iş adamını da korumaktan uzak ve teslimiyetçi siyasetinin, Kıbrıs Türk sermayesini yok etme noktasına getirdiğini söyledi.
 
“KIBRIS TÜRKLERİNİN KURUMLARI PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR”
 
Kıbrıs Türkleri’ne ait her bir kurumun birilerine peşkeş çekilme planıyla karşı karşıya olduğunu iddia eden Çakıcı, UBP Hükümetlerinin bugünkü siyasetinin Kıbrıs Türk halkının kurumlarını da yok etme noktasına getirdiğini, özelleştirme yapılacağı söylense de, bugünkü yapılan uygulamalara özelleştirme demenin mümkün olmadığını, özelleştirme yasası olmadan, özelleştirme idaresi kurulmadan ve özelleştirme fonu oluşmadan yapılacak herhangi bir özelleştirme uygulamasının peşkeş çekilmeden farksız olmayacağını ifade etti. Çakıcı, şöyle devam etti:
 
“UBP, Kıbrıs Türk sivil toplum örgütleri, sendikaları ve bilim adamları ile herhangi bir çalışma yapmaksızın, Kıbrıs Türklerinin kurumlarını peşkeş çekme hazırlığındadır. Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu, Kıbrıs Türk Telekomünikasyon Dairesi, BRT, Toprak Ürünleri, Kıbrıs Türk yerli bankaları büyük tehlike altındadır. Kıbrıs Türklerine ait her bir kurumumuz birilerine peşkeş çekilme planıyla karşı karşıyadır. Kıbrıs Türk Hava Yollarının da, bu hükümet döneminde ne hale getirildiği ortadadır. KTHY’yi batıranlar bugün yargılanması gerekirken kurtarıcı rolüne bürünmüşlerdir.”
 
TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER
 
UBP hükümetinin hiç bir şeyi sorgulamadan harfiyen her emri uygular vaziyette olduğunu savunan Çakıcı, Türkiye ile imzalanan ekonomik paket içerisinde, Kıbrıs Türklerine uygun olmayan konuların neler olduğunun UBP hükümeti tarafından sivil toplum örgütleri ve sendikalar ile tartışılmadığını ifade ederek, halkın her gün yeni bir sürpriz uygulama ile karşı karşıya kaldığını kaydetti.
 
Çakıcı, hükümetin halkın tepkilerine karşı duyarsız kaldığını, dayatma paketlere ve sürpriz uygulamalara karşı duran sendika ve sivil toplum örgütlerinin de, yine bu dönemde UBP Hükümeti tarafından saldırıya uğradığı ve yıldırılmaya çalışıldığını öne sürdü. Çakıcı, sendikaları sindirmeye çalışan hükümetin, engel olmaksızın haksız ve adil olmayan uygulamaları zoraki olarak Kıbrıs Türk halkına uygulamaya çalıştığını iddia etti. Çakıcı şöyle dedi:
 
“UBP’li siyasetçilerin gerek başbakan gerekse diğer bakan ve yetkililerin Türkiyeli siyasetçiler karşısında ‘Evet Efendimci’ tavra dönüştüren bugünkü ilişki biçimi Kıbrıs Türk halkının onurunu kıracak düzeydedir.
 
Türkiye ile ilişkilerin seviyesi de bugün en kötü dönemine ulaşmıştır. Kıbrıs Türk halkı içerisinde yeterince tartışılmadan ortaya konan dayatma paketler hem iç barışı bozacak hem de Türkiye ile ilişkilerin zedelenecek bir düzeye gelmesine neden olmuştur. Türkiye ile giderek artan ekonomik bağımlılık da ilişkileri bozma noktasına getirmiştir. Türkiye Büyükelçiliği Kıbrıs Türkleriyle ilişkilerini manevi öncelikten IMF benzeri ilişki düzeyine getirmesi ve UBP hükümetinin de bu uygulama karşısında boyun eğici yaklaşımı karşılıklı ilişkilerin zedelenmesinde baş rol oynamıştır.
 
SİVİL TOPLUM HAREKETLERİNE DESTEK
 
TDP, Kıbrıs Türk halkının içerisinde yakın zamanda başlayacak olan sivil toplum hareketlerine destek olacak ve Kıbrıs Türk halkının karşı çıktığı faşizan yaklaşımlara karşı kararlı mücadelesini etkin bir şekilde sürdürecektir... Dolayısıyla bu dönemde halkın bu faşizan uygulamalara karşı çıkması kadar doğal bir süreç olamaz. İşte bu atmosfer içerisinde TDP toplumsal sorumluluk bilinci içerisinde, Kıbrıs Türk Halkının içerisinde bulunduğu kötü koşulları ve tehlikeleri görerek, yalnızca ve yalnızca kendi halkına hizmet etme anlayışıyla davranmaya ve bu doğrultuda politika sürdürmeye devam edecektir. Bu doğrultuda TDP, Kıbrıs Türk halkının içerisinde yakın zamanda başlayacak olan sivil toplum hareketlerine destek olacak ve Kıbrıs Türk halkının karşı çıktığı faşizan yaklaşımlara karşı kararlı mücadelesini etkin bir şekilde sürdürecektir.”
 
KOALİSYON KONUSU
 
Çakıcı, basın toplantısının sonunda, UBP ile koalisyon iddiaları konusundaki soruyu yanıtladı. Çakıcı,
hedeflerinin halka hizmet olduğunu TDP’nin partisel ve kişisel çıkar peşinde olmadığını ifade etti.
 
Parti olarak “nüfus, vatandaşlıklar, adil vergi sistemi, yargı ve kamu reformları sivilleşme ve demokratikleşme” konularındaki duruşlarını Başbakan İrsen Küçük’e ilettiklerini ancak onun çıkıp “TDP koalisyona hazır değil” dediğini söyledi.
 
Bunun Başbakan’ın “kendi ayıbına kılıf arama çabası” olduğunu savunan Çakıcı, Küçük’ün UBP milletvekillerinin büyük kısmına verdiği bakanlık vaatleri nedeniyle çıkmaza girdiğini kaydetti.
 
Küçük’ün 27 milletvekilinin en az 20’sine bakanlık sözü verdiğini, Başbakan’ın UBP içindeki çıkmazı örtmek için TDP’yi suçlamasının kabul edilemez olduğunu savundu.
 
Çakıcı, her iki partide de koalisyona karşı çıkanlar olabileceğini ancak nihai kararları parti meclislerinin vereceğini, ayrıca koalisyona karşı olanların dahi parti meclislerinin kararlarına uyacaklarını belirttiklerini söyledi.
 
Çakıcı, Küçük’ün kendi iç sorunlarını çözemediği için ve UBP, TDP ilkelerine gelemediği için ve ülkeyi kurtarmak anlayışından uzak bir yaklaşımda bulunduğu için Başbakan’ın TDP’yi suçladığını öne sürdü.
 
Çakıcı, toplumsal sorumluluk bilinci içerisinde kötü koşulları da değerlendirerek, bunlara çözüm aramak, kendi halkına hizmet etmek amacıyla elini taşın altına koyma kararı verdiklerini ve Parti Meclisi’nin Genel Başkanı yetkilendirdiğini ifade etti.
 
Parti Meclisi’nin bu yetkilendirmenin ardından iki de değerlendirme yaptığını, UBP’den gelen teklif doğrultusunda başkanlar düzeyinde görüşme yaptıklarını ve TDP’nin ilkelerini UBP’ye ilettiğini ancak bu görüşmelerin Kasım ayı ortasından itibaren durduğunu, bu süreden beridir UBP Genel Başkanı ile görüşmediğini, medyada çıkan haberlerin sansasyonel olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını belirtti.
 
Olmayan bir süreci varmış gibi göstererek, “bitti” veya “bitmedi” yorumlarını yapmanın yanlış olduğunu kaydeden Çakıcı, dün UBP’den yapılan açıklamada bu duruma rağmen “ipler kopuyor” diye açıklama yapmasını eleştirdi.
 
Çakıcı, “İki aydır görüşmediğimiz parti yetkilileri ‘ipler kopma noktasına geldi’ diyorsa biz bu ipi şu anda kesiyoruz” dedi.
 
 



Sayfa Adresi: http://www.byturco.com/haber/Cakici-UBP-ile-Ipleri-Su-Anda-Kesiyoruz-/350496