Dünyayı Ters Köşeye Yatıran Trump'ın Hikayesi

9 Kasım 2016 Çarşamba  15:52

Donald John Trump, 14 Haziran 1946 tarihinde iş adamı Frederick ve Mary MacLeod Trump'ın beş çocuğundan dördüncüsü olarak New York'un Queens ilçesinde doğdu. Donald Trump'ın büyükannesiyle büyükbabası Baden'den ABD'ye göç etmişlerdi. Babası emlâkçılık yapıyordu. Donald Trump 1960'lı yılların başında liseyi kötü hal ve gidişi yüzünden, terk etmek zorunda kaldı. Ardından askeri akademide okudu ve 1968'den sonra Pennsylvania'daki Wharton Institute'de işletme bilimleri eğitimi gördü. Tek ve iki ailelik evlerin yapımında uzmanlaşan babasının şirketinde ayak işlerine baktı.
 
2016 yılında sert barış ideolojisinin, Radikal İslam, IŞİD, atom ülkesi İran ve komünist Çin’e karşı caydırıcı silah olarak kullanılması sebebiyle Nobel Barış Ödülüne aday gösterildi.
 
Donald Trump seçim sloganı olarak Make America Great Again sloganını kullanmıştır. Aynı sloganı 1980 yılında eski başkan Ronald Reagan da seçim kampanyalarında kullanmıştır. Seçim vaatlerinde göçmenler, Müslümanlar, güvenlik ve IŞİD ile mücadele konularındaki görüşleri ön plana çıkmıştır. Göçmenler için öne sürdüğü planlardan biri de ABD ile Meksika sınırına bir duvar örülmesidir.
 
 TRUMP’IN BAŞKANLIK YOLU
 
 ABD'de başkanlık seçimleri 58. kez yapıldı ve Donald Trump ülkenin 45. başkanı seçildi. Trump, söylemleriyle ülkenin tüm seçkinlerini karşısına aldı, "deneyime" vurgu yapan rakibi Hillary Clinton'ı şimdiye kadar siyasette ve devlette hiç kariyeri bulunmamasına rağmen alt etti.
 
Başkanlık seçiminde yarışacak adayların belirlenmesine ilişkin süreç 1 Şubat'ta Iowa'daki ön seçimle başladı. Adayların kesinleştiği son ön seçim ise 14 Haziran'da Demokratların Washington DC'de yaptıkları oldu.
 
Cumhuriyetçilerde Trump'ın, Demokratlarda ise Clinton'ın parti kurultaylarından başkan adayı çıkmak için gereken delege sayısına ulaştıkları ön seçimler, her iki adayın sahip olduğu özellikler bakımından "tarihi" olarak nitelendirildi.
 
Herhangi bir siyasi bir kariyeri olmaksızın başkan seçilen son kişinin Dwight Eisenhower olduğu ABD'de Trump, 60 yıl sonra bunu gerçekleştiren ilk kişi oldu. Ancak Eisenhower II. Dünya Savaşı'nda ABD'nin Avrupa ordularının komutanıydı ve bir savaş kahramanıydı. Trump'ın Eisenhower'ın aksine orduda da yer almadı.
 
Trump başkanlığa adaylığını geçtiğimiz yıl haziran ayında açıkladı. Ünlü emlak milyarderi başkanlığa talip olduğunda, ona başkanlık için şans verenlerin sayısı çok azdı.
 
Açıkçası Trump o sırada ve hatta seçim sonuçları belli oluncaya kadar çok ciddiye alınan bir isim değildi. Devlet tecrübesi olmamasının yanı sıra, emlak sektöründen kazandığı para ve televizyon şovmenliğinden elde ettiği şöhreti ile bilinen Trump, partinin başkan aday adayları arasında ilk üçte bile değildi.
 
Ancak ön seçimlerin başlamasıyla bir anda rakiplerinin önüne fırlayan Trump, 1 Mart'taki ilk "Süper Salı"da Cumhuriyetçilerin 11 eyalette birden gerçekleştirdiği ön seçimlerin 7'sini kazanarak rakiplerine gözdağı verdi.
 
Cumhuriyetçilerdeki ilk kritik dönemeç, Florida ve Ohio gibi iki aday adayının kendi eyaletlerini de içeren 15 Mart ön seçimleri oldu. Florida Senatörü Marco Rubio kendi memleketinde kaybederken aynı gün yarıştan çekildiğini açıkladı.
 
Cumhuriyetçilerde özellikle 15 Mart'tan itibaren bir eyalette kazanan aday adayının delegelerin tamamını veya çoğunu aldığı usül ile yola devam edilmesi en çok Trump'a yaradı.
 
Florida'yı kazanan Trump, bu yöntem sayesinde eyaletteki 99 delegenin tamamını kazandı ve Rubio ağır mağlubiyet sonrası kampanyasını sona erdirdi. O gün toplam 219 delege kazanan Trump, bir diğer güçlü rakibi Teksas Senatörü Ted Cruz'a da fark atmıştı. 22 Mart'ta da Arizona'yı kazanan Trump o gün sonunda toplamda 744 delegeye ulaşırken en yakın rakibi Cruz 435 delegede kalmıştı.
 
19 Nisan'daki kritik New York ön seçimlerini ezici üstünlükle kazanan Trump, bir hafta sonra 26 Nisan'da 5 eyalette gerçekleştirilen ön seçimlerin tamamını kazanarak en iddialı aday adayı olduğunu herkese göstermiş oldu.
 
Tartışmalı söylemleri ve sert çıkışlarıyla en çok da Cumhuriyetçi Parti elitleri arasında rahatsızlığa neden olan Trump'ın nasıl "durdurulabileceğine" ilişkin aylar süren tartışmaların gölgesinde emin adımlarla ilerleyen ünlü iş adamı, 4 Mayıs'ta Cruz ve Ohio Valisi John Kasich'in yarıştan çekilmesiyle rakipsiz kaldı.
 
26 Mayıs'ta, Cumhuriyetçi Parti kurultayından başkan adayı çıkmak için gereken bin 237 delege sayısına ulaşan Trump, tek başına "formalite" olarak katıldığı ön seçimleri de kazanarak Temmuz ayında yapılacak parti kurultayını beklemeye başladı. Tüm ön seçimleri tamamlanan Cumhuriyetçilerde Trump, toplamda bin 536 delegenin desteğini kazandı.
 
Ön seçim sürecini tamamlayan Cumhuriyetçilerin başkan adayı Trump 36 eyalette rakiplerini geride bıraktı. 18-21 Temmuz'da Cleveland'da yapılan Cumhuriyetçilerin kurultayı ile de adaylığı kesinleşti.
 
Peki Trump siyasette ne vadediyor? En büyük vaadi vergi indirimiydi. Suriyeli mültecileri ülkelerine geri göndermek ve DEAŞ'ı 30 günde bitirmek de diğer vaatleri arasındaydı. Trump, Clinton'ın Suriyede uçuşa yasak bölge önerisine Rusya ile havada çarpışma riski nedeniyle sıcak bakmıyor; DEAŞ'la mücadelede Kürtlerin silahlandırılmasını savunuyor. Suriye'de somut bir planı yok ancak "Öncelik Esad'ı gitmeye ikna etmek değil, DEAŞ olmalı" diye de net konuştu. Irak'ın Bush döneminde işgalini eleştirdi ama öte yandan "Madem girildi neden apar topar çıkıldı" da dedi. Vladimir Putin'e yaklaşımıyla dikkat çekti, Rusya ile ABD'nin diyalog yoluyla iyi ilişkiler yürütebileceğini savundu.
 
Ve bugün ABD 45. başkanını seçmek için sandık başına gitti. Başkanlık seçiminde Cumhuriyetçi aday Donald Trump, tüm tahminleri ve anketleri altüst ederek favori Demokrat Parti adayı Hillary Clinton karşısında 289 delegeye ulaşarak ABD başkanı seçildi.



Sayfa Adresi: http://www.byturco.com/haber/Dunyayi-Ters-Koseye-Yatiran-Trump-in-Hikayesi/404223