Adalet Bakanı Gül :Geciken Adalet Vicdanları Yakar

29 Kasım 2018 Perşembe  19:56


Yargı Reformu Stratejisini'nin yenilenmesini yargı ve adalet hizmetlerinin geliştirilmesinde bir yol haritası olarak değerlendirdiklerini belirten  Bakan Gül, bu değişimi tüm paydaşlarla buluşarak, yargının tüm aktörlerine danışarak yapmayı doğru bulduklarını kaydetti
Güven veren bir yargı sisteminin inşasında toplumun tüm kesimlerine hitap etmenin büyük önem taşıdığını anlatan Adalet Bakanı Gül, "Arkadaşlarımız bugüne kadar, farklı tema ve ölçeklerde pek çok toplantı ve görüşme gerçekleştirdiler. Uygulamadan gelen aktörlerle, bilim dünyasından isimlerle, kamu kurumlarıyla ve sivil toplum örgütleriyle bir araya geldiler.Bugünkü toplantı da bu fikri takibin bir parçasıdır. Bilim insanlarımız ve saygın hukukçularımızın katılımıyla, yargı mensuplarımızın ve yargı kurumlarımızın en geniş ve en üst düzeyde temsilini sağlayan bu zemini çok önemsiyorum" dedi.
Yargıda reform çalışmalarının planlı bir stratejiye bağlanmasıyla atılacak adımların yargıya olan güvenin tesis edilmesi için önem arz ettiğini belirten Bakan Gül, ilk olarak 2009 yılında hazırlanan ve öngörülen hedeflere büyük ölçüde ulaşılmış olan Yargı Stratejisi'nin 2015 yılında yenilendiğini ve günümüzde de ulusal ve uluslararası alandaki gelişmeler neticesinde yenilenmesine ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Yeni Yargı Reformu Stratejisi Belgesindeki vizyonu "Güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi" olarak açıklayan Bakan Gül, "Adaletin güven verici bu fonksiyonu üzerinde özellikle durmak isterim. Güven veren adalet hedefi temel hak ve özgürlüklerin, toplum hayatındaki huzur ve güvenliğin, sosyal beklenti ve memnuniyetin, yani kısaca topyekun varlık ve geleceğimizin garantisini ima etmektedir. Güven veren adalet, merkezine adalet değerini alan bir hedeftir. Güven veren adalet derken, adalet dağıtma, adaleti sağlama amacına özgülenmiş kurumlarımızın bu amaca uygun işleyişini sağlamayı, bunun önündeki engelleri kaldırmayı anlıyoruz. Hukuku, bir ülkede ölçülebilir bir değer haline getiren şeyin, adil ve etkin işleyişiyle yargı sistemi olduğunu biliyoruz. Güven veren adaletle, insan odaklı politikaların hayata geçirilmesini kastediyoruz.
Bu perspektif, insanı adaletin nesnesi değil, öznesi haline getirmektir." diye konuştu.
HER BİR VATANDAŞIMIZ MEMNUN AYRILMALI
Adli makamların fiziki şartlarını iyileştirme, teknolojiyi etkin kullanmanın yanı sıra  adalete erişimi güçlendirerek vatandaş memnuniyetini artırmanın esas alındığını vurgulayan Bakan Gül, şöyle konuştu:
"Adaletin kapısına gelen herkes, hakkına erişeceğinden emin olmalıdır. Bu kapıyı çalan herkes, saygın bir muameleye tabi tutulmalıdır. Ve her bir vatandaşımız, evine dönerken bu kapıdan asgari bir memnuniyetle ayrılmalıdır."
ARABULUCULUKTA YÜZDE 70 BAŞARI
Alternatif çözüm yollarının etkin kullanılmasının da toplumsal memnuniyet açısından önemli olduğuna değinen Bakan Gül, yargısal adaletin yollarını açık ve hazır tutmak kadar, toplumun sorun çözme kültürünü geliştirmek, sulh ve anlaşma yollarını teşvik etmenin de gerekli olduğunu kaydetti.
1 Ocak 2018'den itibaren iş uyuşmazlıklarında zorunlu hale getirilen arabuluculuk uygulaması kapsamında yapılan görüşmelerin yüzde 70'inin anlaşmayla sonuçlandığını anlatan Bakan Gül, uygulamayla iş mahkemelerinin yükünün de yüzde 75 oranında azaldığını söyledi.
GECİKEN ADALET VİCDANLARI YAKAR
Adaletin hızlı ve zamanında tecellisinin güven veren adaletin sağlanması için büyük önem taşıdığını anlatan Bakan Gül, geciken adaletin ise vicdanları yakan bir ateşe dönüşeceğinin unutulmamasını istedi.
Bakan Gül konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu ateşi hukukla, hukukun sınırları içinde behemehal söndürmek gerekiyor. Hukuk ve yargılama güvenliğine halel getirmeden adli süreçlerin hızlanması, vatandaşımızın hakkına gecikmeden, iş işten geçmeden ulaşması en önemli hassasiyetimizdir. Yargılamaların hızlandırılması için mahkemeler teşkilatının güçlendirilmesi, usul hükümlerinin sadeleştirilmesi, yargı mensubu ve yardımcı personel sayılarının artırılması, mevzuattan kaynaklanan sorunların çözümü gibi bugüne kadar pek çok başlık altında gerekli önlemleri hayata geçirdik. Yüksek mahkemelerin kapasitelerinin güçlendirilmesi yanında, istinaf mahkemelerinin kurulması ve faaliyete geçirilmesi de bu alandaki önemli gelişmeler arasında yerini aldı.  Yargılamaların makul sürede bitirilmesi amacıyla gerçekleştirdiğimiz bir diğer önemli çalışma ise Yargıda Hedef Süre uygulaması oldu."
YILLIK ORTALAMA 11 MİLYON DOSYA GÖRÜLÜYOR
Yargılamalar sırasında yıllık ortalama 11 milyon dosyanın görüldüğünü belirten Bakan Gül, bunların arasından belli başlı örnekleri öne çıkararak genele ilişkin bir kanaat oluşturmaya çalışan, yargıyı eleştirmek için yer arayanların da olduğunu kaydetti. Bu tür durumları doğru bulmadıklarını anlatan Bakan Gül, şöyle konuştu:
FETÖ MÜCADELESİ TÜRK YARGISININ BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİDİR
"Türkiye'de yargının ve adalet hizmetlerinin aktüel performansını değerlendirirken, gözden kaçırmamamız gereken bir diğer nokta, içinden geçtiğimiz çok özel tecrübedir. Bu tecrübe Türk yargısına, bağımsızlık ve tarafsızlığın değerini, hukuka ve vicdana bağlılığının önemi, akıl ve muhakemenin kıymetini çok büyük bir bedel karşılığında öğretmiştir. Akıl ve muhakemeyi değersizleştirip yerine ideolojik adanmışlığı ikame edenlerin ülkemizi nasıl bir felaketin eşiğine getirdiğine 15 Temmuz’da çok canlı biçimde şahit olduk. FETÖ ile mücadele aynı zamanda Türk yargısının bir bağımsızlık ve saygınlık mücadelesidir. Bu mücadeleyi yargının saygınlığını yükselterek, toplumun adalet inancını yücelterek sürdüreceğiz.



Sayfa Adresi: http://www.byturco.com/haber/Adalet-Bakani-Gul-Geciken-Adalet-Vicdanlari-Yakar/412164