Özgürgün, Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD) üyeleri ile Ankara Rixos Otel'de bir araya gelerek soruları yanıtladı. Özgürgün, 2011 yılının Türkiye'de turizm alanında KKTC yılı ilan edildiğini anımsatarak, yarın düzenlenecek bir etkinlik için Ankara'da olduğunu belirtti. Bu vesileyle diplomasi muhabirleri ile de bir araya gelme fırsatı bulduğunu ifade eden Özgürgün, diplomasi muhabirlerinin KKTC'yi ziyaretinden sonra ilk kez bir araya gelindiğine işaret etti.
Son dönemde KKTC'deki mitinglerle birlikte bazı sıkıntılar yaşandığını, ancak "Anavatan Türkiye ile KKTC ve iki kardeş halk arasında sıkıntı gibi görülen olayların, Türk ulusunun kopmaz parçası olan bu iki halkın arasının hiçbir şekilde bozulmayacağı" yönünde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Özgürgün, son yapılan mitingin bu tip sıkıntıların çok rahatlıkla aşılabileceğini gösterdiğini söyledi.
Özgürgün, KKTC'nin son günlerde eylemlerle öne çıktığı belirtilerek "Türkiye hükümeti tarafından eleştiriler de geldi, bir kırgınlık var mı? Aradaki gerilim 2011 yılı etkinliklerini ve ilişkilerimizi etkiler mi" şeklindeki soru üzerine, şunları kaydetti:
"Tabii başta böyle bir endişe doğdu bizde de. 2011 yılı için özellikle turizm, kültür ve sanat alanında burada önemli etkinlikler planlanıyordu ve bunun hazırlıkları da sürüyor. Önümüzdeki günlerde basına da medyaya da yansıyacak. Ancak tabii ondan önce bir kriz, bizi başta gerçekten endişelendirdi. Ama bunun kolay atlatılabilecek bir şey olduğunu da biliyorduk, çünkü iki kardeş ülke ve halk. Baştaki endişemiz tamamen ortadan kalkmış durumda.
BAŞBAKAN'IN ERDOĞAN'IN SÖZLERİ
Özgürgün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın KKTC'deki eylemlere ilişkin sözleri ve "besleme" tartışmasıyla ilgili bir soruya ilişkin şunları kaydetti:
"Sayın Başbakan öncelikle böyle bir şeyi açıktan söyledi mi bilmiyorum. Yansıdı tabii bu şekilde ama. Belli demeçler oldu tabii bu konuda. 'Türkiye'den para geliyor, oradakiler miting yapıyor, sonra maaş alıyor' gibi açıklamalar ben de duydum. Kıbrıs'ta bunlar tepki yarattı, doğru. Sonra buraya Sayın Başbakan ile bir ziyaretimiz oldu, bunlar konuşuldu. Bir noktada belirli söylemlerin nereye gidebileceği, söylenen sözlerin sonunda ne gibi sıkıntılar yaratacağı düşünülmeli. Bu mutlaka bir tepki yaratıyor bir sıkıntı doğuruyor.
Sayın Cemil Çiçek'in ilk ziyaretinde Ercan Havalimanı çıkışında 15-20 kişi tarafından bir pankart açılmıştı. Sayın Cemil Çiçek'in o günden beri çok ciddi bir tepkisi var. Bu tepki sanıyorum Sayın Başbakan'a da yansıdı. Çiçek'in bakanlar kuruluna bir sunumu olmuş bunun üzerine. O gün onun olabileceğini kimse tahmin etmiyordu. Tabii 15-20 kişi oraya gidip bir pankart çıkarırsa ve bu da orada olursa, bunun sıkıntısı doğacaktır ve doğmuştur nitekim. Sayın Çiçek'in tepkisi çok büyük oldu buna. Onun üzerine o günden başlayarak tansiyon yükseldi. Ondan sonraki pankartlar da bunun üzerine Başbakanı, önceki yansımadan sonra o sert tepkiyi verme noktasına getirdi."
KKTC'DE HOŞGÖRÜ ORTAMI VAR
Kıbrıs'ta iddialı iki takımın maçını izleyen taraftarın şakalaşarak maçı bitirebileceğini, sahada insanlar kırılıp dökülse de tribündekilere bunun yansımadığını belirten Özgürgün, Kıbrıs'ta böyle bir hoşgörü olduğunu kaydetti.
KKTC Dışişleri Bakanı Özgürgün şöyle konuştu:
"orada 15 bin kişi varsa ve 100 kişi bir pankart açmışsa, dönüp birçok insan bu pankartı açmanız doğru değil, ayıp diyebilir. Hiç kimse o pankart için orada kavga etmez, ama bunu söyler. Eğer polis buna müdahale ederse, o ayıplayanlar, kızanlar bile polise dönüp kızarlar. 'Bu yanlıştır, ama bu şekilde de müdahale edilmez' derler. Böyle bir ortam var. Bunu buradan baktığınız zaman belki sıkıntı çekebilirsiniz. Buradan bakıldığında orada yıllardan beri gelen belli bir ada kültürü var, bir yapı var. UBP ve CTP'liler aynı kahvede oturup karşılıklı şakalaşarak birbirlerini eleştirebilirler, ama hiçbir zaman kavga çıkmaz. Burada o pankartın açılmasını da biz anlıyoruz, çok rahat karşılıyoruz, ayıplayanlar da çoktur bunu. Çünkü biz Dışişleri Bakanlığı olarak çok geniş çaplı bir araştırma yaptırdık. Oradaki sonuçlara göre, Kıbrıs Türk halkının çok büyük bir çoğunluğu anavatanına bağlı, çok büyük bir çoğunluğu da kendisini Türk ulusunun parçası olarak görüyor, Osmanlının torunları olarak görüyor. Ama yüzde 18'lik bir kesim diyor ki, 'hayır'. Şimdi yüzde 18 vardır. Yüzde 15-18 arası bunu reddedenler de var, bunu istemeyenler de var. Yüzde 15-18 orada 10 kişi ile pankart açarsa, insanlar görüyor ve tepki koyuyor. 'Bu pankartı açmayın' diyor, ama müdahale etmiyor. Sonra polisin gidip bu insanları eğer bir suç unsuru varsa evlerinden de alabileceği noktası da var. Ama gerçekten suç unsuru var mı?"
Güvenlik kuvvetleri ile bu pankart konusunu konuştuklarında, "yasal ve anayasal olarak yapacak bir şey yok" dediklerini aktaran Özgürgün, ancak kişinin şahsi olarak şikayetçi olabileceğini belirtti.
Özgürgün "Biz son eylemde, (güvenlik güçlerine) anayasal yetkiyi de aşarak pankartı gördüğü anda toplama yetkisi verdik. Eğer böyle rahatsız edici pankart varsa, özellikle Türkiye aleyhine bir pankart varsa toplanmasını güvenlik kuvvetlerinden istedik. Nihayetinde 3-5 tane pankartı topladılar. Hiç kimseden de böyle bir tepki gelmedi. Bu mitingde de bir öncekindeki gibi herhangi bir olaya rastlanmadı. KKTC'de çok demokratik ve çok güçlü güvenlik kuvvetleri var" diye konuştu.
Güvenlik güçlerinin istese anında müdahil olabileceğini, ancak bunun o olayı yapan ve eleştirilenlere bile sempati doğurabileceğini kaydeden Özgürgün, "Onun için belirli bir bakış açısıyla bakmak lazım. Oradaki yapıyla bakmak lazım. Eğer gerçekten bir suç unsuru varsa mutlaka cezalandırılır" dedi.
KKTC Dışişleri Bakanı Özgürgün, son mitingin alınan tedbirler sayesinde bir karnaval havasında geçtiğine işaret ederek şunları söyledi:
"Hükümetimizi eleştirebilirler. Bununla ilgili olarak, söylesin diye ben tedbir de alırım, hatta korurum. Bu kadar da demokratik bir ortam var, ama şimdi bu Anavatan Türkiye olursa biz çok üzülürüz. Ona karşılık bir tepki geldi ve gelince de ortam gerildi, ama şu anda görüyorum ki bu atlatıldı. Bundan sonra da inşallah bir daha tekrarlanmaz."
Mitinglerde pankart açanlara ilişkin bir soruşturma açılıp açılmadığının sorulması üzerine, bu konuda anayasa ve yasalarının çok özgürlükçü ve açık olduğunu, 2004'te Annan planı döneminde yine pankartlarla ilgili dava açıldığını, mahkemelerin bu konuda karar almayacağını belirten Özgürgün, sağduyu ve etkili güvenlik tedbirleri ile bunların aşılması gerektiğini kaydetti. Özgürgün, buna karşı mitingle cevap verilebileceğini söyledi.
Özgürgün, "KKTC'de bir araştırma yaptıklarını, araştırma sonucuna göre Türkiye'ye bakışta 5 sene öncesine göre olumlu yönde değişimler olduğunu" belirtti.