Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Gönül, demokrasinin olmazsa olmazlarından birinin de basın özgürlüğü olduğunu aktardı. Gönül, basının yasama, yürütme ve yargının ardından dördüncü kuvvet olarak anıldığını ifade ederek, denetlemede de basının önemli rol oynadığını kaydetti. Basının hayatın bir parçası haline geldiğini bildiren Gönül, ''Bundan da basın çok iyidir filan dediğimi zannetmeyin. Bazen şikayetçi olduğumuz da oluyor. Özellikle icraatınızın yanlış yansıtılması, laflarınızın tam olarak intikal ettirilmemesi gibi. Şikayetçi olduğum oluyor ama bugüne kadar herhangi bir haberden dolayı şahsımla ilgili, icraatımla ilgili herhangi bir tenkitten dolayı dava açtığımı hatırlamıyorum'' dedi.

 

Üzüldüğü ve şikayetçi olduğu haberler olduğunu, bunları daha çok yazanlarla görüştüğünü aktaran Bakan Gönül, insanların hata yapmasının normal olduğunu, ancak bugüne kadar haysiyet meselesi yapacak bir durumun olmadığını söyledi. Gönül, ''Basınsız demokrasi olmaz, hür basınsız demokrasi hiç olmaz. Bunu kabullenmemek, demokrasiyi kabul etmemek olur'' diye konuştu.

 

BEDELLİ ASKERLİK

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, bedelli askerlikle ilgili bir gelişme olup olmadığı yönündeki soru üzerine de bedelli askerliğin kanunda yer alan bir uygulama olduğunu; ancak kanunda askerlik çağına gelmiş kişilerden yeterli başvuru olması halinde bedelli askerliğin devreye gireceği yönünde hüküm bulunduğunu aktardı. Bugüne kadar yeterli müracaat olmadığı için bedelli askerliğin yürürlüğe koyulmadığını belirten Gönül, ''Yeni bir kanun çıkabilir mi? Olabilir. Çünkü TBMM'nin, hükümetin tasarrufuyla olabilir. Yeni bir kanun çıkarttık. Sözleşmeli er diye. Kanunun yönetmeliğini hazırladık. Bakanlıkların görüşlerine sunduk. En kısa zamanda yönetmeliği yürürlüğe koyup sözleşmeli erleri almaya başlayacağız. Zaten uzman erbaş kanunu yürürlükte. 6 tugay şu anda terör bölgesinde profesyonel asker olarak hizmet veriyor. Sözleşmeli er uygulamasıyla daha fazla profesyonel askerimiz hizmet verecek. Ondan sonra bedelliyi düşünmek daha kolay olacak. Bunu bir seçim malzemesi yapmaksızın Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre değerlendireceğiz'' diye konuştu.

 

TÜRKİYE'NİN SAVUNMA POLİTİKASI

Bir gazetecinin ''Dünyada gelişmeler var. Sınırların değişeceği söyleniyor. İç isyanlar var. Bu Türkiye'nin savunma politikasını nasıl etkiler?'' sorusu üzerine de Bakan Gönül, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından, ne kadar doldurulma gayreti olsa da Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'da bir kuvvet eksikliğinin görüldüğünü, çevresindeki bu çatışma bölgeleri nedeniyle de ister istemez Türkiye'nin dış ve savunma politikasının etkilendiğini söyledi. Gönül, Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal etmesine, Gürcistan ile Rusya'nın çatışmaya girmesine, Bosna Hersek'teki katliama, Makedonya'daki çatışmalara ve Kosova'nın bağımsızlık mücadelesine hem tarihi bağlar hem de bölge istikrarı açısından Türkiye'nin kayıtsız kalamayacağını vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:

 

''Bunlar yetmezmiş gibi 2003 Mart'ından beri Irak büyük bir istikrarsızlık alanı oldu. Türkiye istikrar adası olma fırsatı yakalamış bir ülke olarak bunun devamını sağlamak zorunda. Birleşmiş Milletler'in varlığı, diğer ulusal kuruluşların varlığı, bu gibi çatışmaları maalesef engelleyemiyor. Biz hep barış ve sükunet dediğimiz için hem savunmamız hem de dış ilişkilerimiz bakımından fevkalade dikkatli ve hazırlıklıyız.''

 

''İSTERİZ Kİ HUZURLU BİR SURİYE OLSUN''

Gönül, bir gazetecinin, Libya ve Suriye'deki çatışmaların, ABD ile İran arasındaki gerginliğin sürdüğünü hatırlatarak, Türkiye'nin bu gelişmelere bakışını sorması üzerine, mümkün mertebe çatışma olmamasını istediklerini, İran konusunda hep ''karşılıklı sükunet ve diploması'' dediklerini söyledi. Gönül, şöyle konuştu:

 

''Diğer çatışma alanlarında da aynı şeyi söylüyoruz. Halkın istediklerini mümkün mertebe yerine getiriniz, huzur bozulmasın diyoruz. Tabi Libya da bizim için çok önemli. Orada hala 4 fırkateynimiz, bir denizaltımız, altı F-16'mız, bir tanker uçağımız var. Ne için? İnsani yardım ve ambargo için. Biz hava müdahalesine karışmıyoruz. Ona prensip itibariyle karşıyız ama insani yardım, ambargo ve belli bir bölgede batının üyesi sıfatıyla görev aldık. Bu görevi 'masraf olur, insanlarımız niye zahmete girsin' demeden en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Zaten askeri uçaklarımızla, nakliye uçaklarıyla büyük miktarda vatandaşımız Türkiye'ye taşındı. Hatta yabancılar taşındı. Sivil gemilerle taşınırken de firkateynlerimiz güvenliklerini sağladı. 22 binden fazla vatandaşımızı ve 5 binden fazla yabancıyı Libya'daki şartlardan kurtarmış olduk.

 

Suriye bize daha yakın olduğu için, vizelerin kalktığı, Suriye ile Türkiye arasındaki ticaretin daha ileriye gittiği bir aşamada isteriz ki huzurlu bir Suriye olsun. Vatandaşlarının hayatlarından memnun olduğu bir Suriye ve iki kardeş ülke olarak en iyi ilişkilerimizi devam ettirelim.''

 

KANAL İSTANBUL PROJESİ

Vecdi Gönül, Kanal İstanbul projesinin Montrö Antlaşması'nı etkileyip etkilemeyeceği yönündeki bir soruya da şöyle cevap verdi:

 

''Boğazlar statüsü önce Mudanya mütarekesiyle belli bir karara bağlanmıştı. Boğazlar Türkiye hakimiyetine veriliyor ama Karadeniz'e kıyıdaş olan ülkelerin de Türkiye'nin keyfine bırakılmaması bir düzene bağlanıyor. Yeni açılacak kanalla tamamen düzenleme ülkemizin getireceği kurallara bağlı olacak. Tamamen milli bir proje. Biz öyle düşünüyoruz. Başka türlü düşünenler varsa onlarla da mücadele edeceğiz.''

 

Konuşmasının ardından AGC Başkanı Mevlüt Yeni ile basın müzesini gezen Bakan Gönül, müzede yer alan ve matbuatta kullanılan cihazlar hakkında bilgi aldı.

 

EMEKLİ ASTSUBAYDAN TEPKİ

Bakan Gönül, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Antalya Şubesini de ziyaret etti. Bakan Gönül'ün derneğe girdiği sırada emekli astsubay olduğu öğrenilen Ahmet Öztaş, hazırladığı ''AKP milletvekili ve Milli Savunma Bakanı Sayın Vecdi Gönül'ün en son oy isteyeceği toplum astsubaylardır'' başlıklı bildiriyi Bakan Gönül'e uzatarak, astsubayların emeklilik haklarıyla ilgili tepki gösterdi. Bakan derneğe girerken Öztaş, polislerce uzaklaştırıldı.

 

Gönül, ziyarette, gazilerin ülke için fedakarlıklar yaptığına dikkati çekerek, ''Fedakarlığın muhatabı olan insanların, bu fedakarlığı yapanlara borçları, vazifeleri ve mükellefiyetleri var. Türk halkı bunun idraki içerisindedir'' dedi.

 

Ziyaret sonunda Bakan Gönül'e kalpak hediye edildi.