Raportör Oomen-Ruijten'in kabul edilen sözlü değişiklik önergesiyle Ergenekon ve Balyoz gibi darbe planı iddialarının soruşturulmasında yeterince ilerleme sağlanamamasından endişe duyulduğu belirtildi.
Onaylanan önergede, "Nedim Şener ve Ahmet Şık gibi tanınan gazetecilerin tutuklanmasının bu tür yargılamalarda güven kaybına neden olabileceği, halbuki bu davaların tam tersine demokrasiyi güçlendirmesi gerektiği" kaydedildi.
Oylamada kararın basın özgürlüğü bölümüne eklenen bir cümleyle AP'nin, "polis ve yargı tacizine maruz kalan" Nedim Şener, Ahmet Şık ve diğer gazetecilerin davalarını yakından izleyeceği kaydedildi.
Liberallerin kabul gören bir değişiklik önergesiyle de AB'ye, ortak dış politika ve güvenlik politikası faslında Türkiye ile müzakereleri başlatması çağrısı yapıldı. Liberallerin bir başka değişiklik önergesiyle, halkının çoğunluğu Müslüman, laik bir demokrasi olan Türkiye'nin Arap dünyasında ilham kaynağı olduğuna dikkat çekilerek, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın demokratikleşmesinde AB ve Türkiye'ye uyumlu çaba gösterme yönünde güçlü çağrı yapıldı.
Oylamada, Rum ve Yunan milletvekillerinin Türkiye aleyhine verdiği önergelerle 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının tanınması yönündeki önerge büyük farkla reddedildi.
AP TÜRKİYE KARARI
AP Türkiye kararında, "üniversitelerdeki başörtüsü sorununun kadınların özgür tercihine saygılı şekilde çözülmesi" çağrısı yapıldı.
Türkiye'nin demokratikleşmesine verilen destek yanında açık ve çoğulcu toplum kararlılığı nedeniyle Türk vatandaşlarının ve sivil toplumun övüldüğü belgede, reformların yavaş ilerlediği savunularak, hükümetten çabalarını yoğunlaştırması istendi.
12 Eylül referandumuyla kabul edilen anayasa değişikliğinin "doğru yönde atılmış bir adım" olarak değerlendirildiği belgede, Türkiye'de temel özgürlüklerin ve insan haklarının güvence altına alınması ve gelişmiş çoğulcu demokrasiye dönüşüm için anayasanın bütünüyle değiştirilmesine ihtiyaç duyulduğu vurgulandı.
Hükümet ve muhalefetin bu konudaki hazırlığının memnuniyetle karşılandığı AP Türkiye kararında, yeni anayasa sürecine tüm siyasi partilerin ve sivil toplumun dahlinin güvence altına alınması istendi.
Belgede, Türk basınında internet dahil bazı sansür eylemleri ve artan oto sansürün basın özgürlüğü açısından endişe verici olduğu belirtilerek, basının bağımsızlığının demokratik toplumlardaki hayati rolüne vurgu yapıldı.
Türkiye'de medya sahipliği, bağımsızlığı ve idari kontrol sorunlarının çözümü için yeni basın yasası çıkarılması gerektiği belirtilen belgede, özellikle "soruşturmanın gizliliğini ihlal" ve "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlamalarıyla gazeteciler aleyhine açılan davalardan endişe duyulduğu kaydedildi.
Kararda, Türk Ceza Kanunu'nun 220, 301, 314 ve 318'nci maddeleri ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 7'nci maddesi gibi birçok düzenlemenin ifade özgürlüğünü sınırlamaya devam ettiği savunuldu. Kararda, hükümete, Türkiye'deki mevzuatı gecikmeksizin gözden geçirerek ifade özgürlüğü noktasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla uyumlu hale getirmesi çağrısı yapıldı.
Türkiye'nin yargı alanında gerçekleştirdiği reformların "takdir edildiği" belgede, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının çoğulcu demokratik toplumun işleyişinde kilit rol oynadığına işaret edildi.
Belgede "Ergenekon ve Balyoz gibi darbe planı iddialarına yönelik soruşturmaların Türkiye'de demokratik kurumların ve yargının gücünü ve uygun, bağımsız ve şeffaf işleyişini ispatlaması" gereği vurgulanarak, yargılama öncesi tutukluluk sürelerinin uzunluğunun endişe doğurduğu belirtildi.
Sivil-asker ilişkilerinde sağlanan ilerlemeden dolayı Türkiye'nin övüldüğü kararda, TBMM'nin güvenlik güçleri ve savunma bütçesi üzerinde tam denetim yetkisinin güvence altına alınması talep edildi.
AP kararında, yüzde 10 seçim barajının indirilmesi önerilerek, parti çoğulculuğunu ve Türk toplumunun çoğulcu yapısını daha iyi yansıtacak şekilde seçim yasasında reform çağrısı yapıldı.
Kararda, enerji faslını daha fazla gecikmeden müzakerelere açmaları konusunda AB üyeleri teşvik edildi.
KIBRIS SORUNU
AP Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan kararda, Türkiye'ye hitaben, "Derhal askerlerini çekmeye başlayarak, müzakereler için uygun atmosfer oluşturulmasını kolaylaştır" ifadesi yer aldı.
Belgede Türkiye'den, KKTC'deki askeri bölgelere girişine izin vermek suretiyle Kıbrıs'ta kayıp kişileri araştırmak için kurulan komiteye desteğini artırması istendi.
Tavsiye niteliğindeki kararda, "demokrafik dengeyi" bozacağı ve çözümü zorlaştıracağı gerekçesiyle Türkiye ve KKTC makamlarına, "adaya yeni Türk vatandaşlarının yerleştirilmesinden kaçınmaları" çağrısı yapıldı.
Öte yandan kararda, "Türk hükümeti ve ilgili tüm tarafların Kıbrıs'ta devam eden müzakereleri aktif şekilde desteklemeleri ve kapsamlı çözüme somut katkı yapmaları" istendi.
Belgede, BM Güvenlik Konseyi'ndeki İran'a ilave yaptırımlar oylamasında Türkiye'nin "hayır" oyu kullanmasının üzüntüyle karşılandığı ifade edildi.
AP'de büyük oy çoğunluğuyla onaylanan kararda, Türkiye'nin gittikçe daha aktif hale gelen dış politikası "not edilerek", Ankara'dan, ortak çıkarı ilgilendiren dış politika konularında AB ile koordinasyonunu yoğunlaştırması talebi de dile getirildi.