İstanbul’da önceki gün akşam saatlerinde yaşanan depremin ardından pek çok uzman, farklı görüş bildirirken vatandaşlar yine kime inanacağını şaşırdı. Bazı yerbilimciler tarafından daha önce de yapılan açıklamalarla sık sık tartışmalara neden olan ‘Büyük İstanbul Depremi Beklentisi’nin işareti olarak gösterilen bu tür depremler, bazı uzmanlarca da sıradan depremler olarak gösteriliyor. İşte uzmanların farklı görüşleri:
Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara: İstanbul’da meydana gelen 4.4. büyüklüğündeki depremi, büyük depremin habercisi olarak görerek, buna öncü deprem demek doğru değil. Ancak Marmara’da potonsiyel 2 büyük deprem tehlikesi var. Biri Kuzey Anadolu fay hattının kuzey kolu Adalar’ın kuzeyinden geçer, Tekirdağ’a kadar uzanan kol üzeri. Burada 6,3, 6,5 büyüklüğündeki büyük deprem olacağını 13 Kasım 1999’da söylemiştim. Halen da aynı şeyi söylüyorum. Diğer riskli bölgede 250 senedir sessiz kalan fay kolu. Bu da Kuzey Anadolu fay kolunun güney kolu. Gemlik’te olacak deprem 17 Ağustos gibi hissedilecek. Yani Marmara’yı dolayısıyla İstanbul’u 2 büyük deprem bekliyor. Her gün bir gün daha bu büyük depremlere yaklaşıyoruz.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: Bu deprem, büyük depremin habercisi değil. Aksine büyük deprem olmayacağının en büyük habercisi. Büyük depremin Marmara’da Adalar fayında olacağı ileri sürülmüştür. 1999’dan beri Adalar fayında deprem sözkonusu değil. Çünkü o fay aktif değildir. 1912’de Tekirdağ Silivri fayı 60 kilometre uzunluğunda kırılmıştır. Tek kırılmayan risk taşıyan Kumburgaz fayıdır. Bu fay Silivri çukurundan Büyükçekmece’ye kadar uzanan 40 kilometrenin altında bir faydır. En fazla 6.5 büyüklüğündeki bir deprem potansiyeline sahiptir. 1912’de kırılan fayın doğu ucuyla, bu fayın doğudaki kırılmayan kesimini oluşturan Kumburgaz fayının birleştiği noktada oluşmaktadır. 1912’de kırılma Silivri Çukuru’nda sonlanmış. Bu fayın devamı konumunda olan Kumburgaz fayı Silivri Çukuru’nda başlamakta ve bu 4.4’lük depremler hep bu noktada olmaktadır. Onlarca 4.4 büyüklüğündeki deprem burada olmuştur. Bu de göstermiştir ki yırtılma potansiyelini taşıyan fay Kumburgaz fayıdır. Adalar fayında ise herhangi bir stres yoktur. Bu da büyük depremi çürüten bir olgudur. İstanbul Adalar fayında aktivite yoktur. Deprem İstanbul’dan uzaklaşıyor. Hep İstanbul depremi senaryosunda depremin 10 kilometre uzaklıkta olacağına dairdi. Ama bu İstanbul’dan 80 kilometre uzaklıkta bir deprem olacağının kanıtıdır. Yani deprem İstanbul’dan uzaklaşmıştır.
Prof. Dr. Ahmet Ercan: Bu deprem ileride 7.0 ile 7.2 büyüklüğü arasında deprem beklediğim yer ile aşağı yukarı çakışmaktadır. Beklenen Silivri-Marmara Ereğlisi büyük depremi tam bu konumda olacaktır. Bu deprem bu bölgenin gerilmekte olduğunu göstermektedir. Kuzey Marmara’da ana deprem oluncaya dek 4.0 ile 5.7’e varan gerginlik boşalmalarını göreceğiz. Bu son deprem onlardan biridir. Büyük depremi oluşturacak gerginliğin henüz birikmediği kanısındayım. Ancak, 4 büyüklüğüne varacak artçı depremler 10 gün içinde olacaktır.
Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu: 3 Ekim’de 4.4 büyüklüğünde, tam kırığın üzerinde deprem meydana geldi. Hemen ardından 2.5 büyüklüğünde artçı sarsıntı meydana geldi. Hâlâ önümüzdeki saatlerde 1-2 tane deprem meydana gelebilir. Ama sonra 5-6 yıl oralarda bir deprem hareketlenmesi olmaz. Yani bu büyüklükteki depremler büyük depremin ayak sesleri değil. Bunu demek yanlış olur. Büyük deprem İstanbul’dan uzaklaşıyor fikrine de katılmıyorum. 1999’da 17 Ağustos depreminden sonra 30 yıl içinde büyük deprem olabilir dedik. Geriye kaldı 19 yıl.
Prof. Dr. Mustafa Erdik: Bu tip depremlerden belki 100 bin tane olmalı ki beklenen büyük depremin gerilimini boşaltabilsin.Bu karakteristik depremler 7 ve üzerinde olabilir. Genellikle 4 ve 5 büyüklükte depremler görüyoruz. Bunun üzerindekilere çok az rastlanır. Bu doğal bir süreçtir. Dün yaşanan deprem ise bu sürecin doğal bir parçasıdır. Ancak bu az görülen büyük depremin 5 dakika sonra mı 20 yıl sonra mı olacağını bilemeyiz.
Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu: Bu deprem, büyük deprem için kırılma beklediğimiz fay üzerinde gerçekleşti.Bu olağan üstü bir gelişme olarak nitelendirilmemelidir. Ufak depremlerin ardından dün akşamki deprem meydana geldi. Bu depremin klasik anlamda bir öncül olarak görmüyoruz. Biraz daha incelenmesi gereken bir deprem. Şu an için bir dağılma söz konusu değil bu yüzden sürpriz de değil Ancak bu deprem beklenen büyük depremin uyarısı olarak görülmelidir.
Doç. Dr. Berk Üstündağ: 4.4 büyüklüğündeki depreme dayanarak hemen kısa vadeli bir artçı-öncü ilişkisinin kurulmasının doğru olmadığı kanaatindeyim. Önümüzdeki bir günde 4.4 civarında ya da daha üzerinde başka bir deprem olup olmayacağı da gözönünde tutulmalıdır. Henüz kendi ölçümlerimizde Marmara’da hasar verici bir depremle ilişkilendirebileceği tahminini ortaya koyabilecek kısa süreli bir işaretçi almadık. Bence Marmara’da daha büyük bir deprem riski konusunda son olan deprem bugünü dünden farklı yapmıyor. Bu zamana kadarki gözlemlerimizde, varsa da 9-11 gün civarı sonrasındaki 1-3 günlük zaman penceresinde bu tür beklentileri doğrulayıcı veriler alınabildiğini gördük. Önümüzdeki haftalarda buna göre ayrıca değerlendirmelerimizi yapacağız.